Mesaj Sayısı: 134 Nereden: ankara Katılım Tarihi: 11.07.07
Mesaj Tarihi 09-02-2008 15:22
[img]http://img158.imageshack.us/img158/1855/scorpionsuq2.jpg[/img]
1968 yılında,
Almanya'nın Hannover kentinde, Rudolph Schenker adlı genç ve iddialı
bir gitarist, yine Hannoverli üç arkadaşıyla biraraya gelerek adını
kısa sürede tüm dünyanın duyacağı Scorpions grubunu kurdu. Kendisi
grubun gitarist ve vokalistliğini üstlenirken, diğer üyelerden
Karl-Heinz Vollmer gitarda, Wolfgang Dziony davul ve geri vokalde,
Achin Kirchoff ise bas gitarda yerlerini aldılar.
Ancak daha ilk iki sene içinde grupta anlaşmazlıklardan doğan
ayrılıklar meydana geldi. Rudolph Schenker'in kardeşi Michael Schenker,
Karl-Heinz Vollmer'in yerine gitara geçerken, Lothar Heimburg da
Achin'in ayrılmasıyla bas gitara geçti. Ancak asıl ses getirecek
değişiklik 1970'ten günümüze grubun vokalistliğini yapan Klaus
Meine'nin bu görevi grubu kuran Rudolph Schenker'den devralmasıydı. Bu
kan değişikliğiyle güçlenen ve cesaretlenen topluluk kısa sürede
Almanya'da sahnelerin tozunu atmaya başladı.
İlk kontratını 1971 yılında imzalayan grup aynı yıl ilk albümünü de
doldurdu. Daha çok sakin parçaların yeraldığı "Lonesome Crow" isimli bu
ilk albümde "I'm Going Mad", "In Search Of The Peace Of Mind" ve
"Lonesome Crow" dikkat çeken parçalardı. 1972'de Scorpions; Rory
Gallagher, UFO ve Uriah Heep tarafından desteklenen 136 günlük bir
konser programı gerçekleştirdi. Adını bir anda Almanya'da duyuran grup,
"Das Kalte Paradise (Soğuk Cennet)" isimli besteleriyle uyuşturucu
karşıtı bir filmin müziğine de imzasını atmış oldu.
'73'te Michael Schenker'in UFO'ya geçmesiyle topluluktaki sorunlar
yeniden su yüzüne çıktı. Kısa bir süre için dağılan Scorpions,
üyelerden Meine ve Schenker'in çabalarıyla bas gitara Francis Buchholz,
davula da Jurgen Rosenthal'ın gelmesiyle tekrar faaliyete geçti. Bu
kadroyla RCA Records ile sözleşme imzalayan Scorpions, Almanya dışında
Amerika ve İngiltere'de de çıkacakolan ikinci albümleri "Fly To The
Rainbow"u piyasaya sürdü. "Speedy's Coming", "Fly People Fly" ve albüme
adını veren "Fly To The Rainbow" göze çarpan parçalardı. Albüm henüz
çıkmıştı ki Rosenthal gruptan ayrıldı, yerine Belçikalı davulcu Rudy
Lenners geçti.
1975 yılı Scorpions için son derece başarılı geçti. Bu yıl içinde
grup ilk kez Almanya dışında bir turneye çıkarak sahne deneyimini
artırdı. Scorpions'u dikkatle izleyen Dieter Dierks grubun
yapımcılığını üstlendi. Topluluğun çalışmalarına hız kazandıran bu
gelişmeden sonra yaza doğru üçüncü albümleri "In Trance" geldi. "Top Of
The Bill", "Living And Drying", "Robot Man" ve "In Trance" adlı
parçaları hayranlarınca büyük ilgi ve beğeniyle karşılandı. Bu yoğun
ilgi nedeniyle aynı yıl, sahneyi Bob Marley and The Wailers ve Wishbone
Ash ile paylaşacağı Offenburg açık hava festivaline davet edilen
Scorpions, Kasım ayında London's Marquee Club'da çalarak İngiltere'deki
ününü de artırmış oldu. '76 yılında grup turne ve stüdyo çalışmalarına
daha da ağırlık verdi.
1977'de davulcu Lenners kalbindeki bir problem yüzünden topluluktan
ayrılmak zorunda kaldı. Yerine ise Herman Rarebell geldi. Aynı yıl
piyasaya sürülen ve "Pictured Life" ve "Catch Your Train" parçalarının
öne çıktığı "Virgin Killer" albümüyle, Scorpions otoritelere doğru
yolda olduğunu göstermiş oldu. Grup, Japonya'da da büyük ilgi
görüyordu, Japonya'da "Virgin Killer"in çıktığı hafta tükenmiş olması
bunun kanıtıdır. Hayranları her geçen gün artan grup 1977 sonunda
tekrar Köln'deki stüdyoya kapandı. 1978'de ise yeni albümleri piyasaya
çıktı: "Taken By Force". "We'll Burn The Sky" ve "Born To Touch Your
Feelings" parçalarının da bulunduğu bu son albümlerinin başarısıyla
iyice cesaretlenen Scorpions, soluğu Japonya'da aldı. Tokyo's Sun Plaza
Hall'da muhteşem konserler verdikten sonra konserlere Avrupa'da devam
edildi. Ancak topluluk başarıdan başarıya koşarken, gitarist Ulrich
Roth ayrıldı. Bunun üzerine Scorpions Roth'un yerini tutabilecek
birgitarist aramaya koyuldu. Bu arayışlara tam 170 kişiden cevap geldi.
Ancak uzun süren bir elemeden sonra yeni gitarist, UFO'nun gitaristi
Paul Chapman oldu. Sık sık yaşanan ayrılıklardan bıkmış olacaklar ki
grup üyeleri Chapman'ın yanında bir gitaristi daha kiralık olarak
çağırdı. Bu, gitar çalmayı küçük yaşta tek başına öğrenen, hukuk
fakültesinden terk, genç Hannoverli Matthias Jabs'dan başkası değildi.
Bir süre bu kadroyla çalıştıktan sonra Scorpions'tan Chapman da ayrıldı
ve yerine Jabs geçti.
Bu arada Scorpions'un konser albümleri olan "Tokyo Tapes" ve "Best
Of Scorpions"u da piyasaya süren RCA Records ile bağlarını koparan
topluluk, İngiltere'de Harvest(EMI), Amerika'da ise Phonogram/Mercury
ile anlaştı. Scorpions anlaşmalardan sonra tekrar stüdyolara döndü.
Ancak bu sefer Rudolph Schenker, o sıralarda UFO'dan ayrılan kardeşi
Michael'i de davet etti. 1979 yılında piyasaya sürülen "Lovedrive"
albümündeki parçalardan "Loving You Sunday Morning", "Always
Somewhere", "Is There Anybody There?" ve unutulmaz bir şarkı olan
"Holiday" dikkat çeker. Scorpions'un Amerika ve İngitere'deki en büyük
başarısı bu albümle geldi. Albümden çıkan 45'lik "Is There Anybody
There?" Amerika'da İlk 50'ye girme başarısı da gösterdi. Albüm henüz
sıcakken Amerika'da bir turne yapma kararı da alan Scorpions, ilk
gösterilerinde 68000 kişiye çaldı. Sahneyi Ted Nugent, Journey ve
Aerosmith ile paylaştılar. Amaç Amerika'yı fethetmekti. Grup elemanları
gördükleri yoğun ilgi üzerine bu ülkede kalmaya karar verdiler. 1980'e
gelindiğinde topluluk yeni albümleri "Animal Magnetism"i okyanusun iki
kıyısında da piyasaya sürüyordu.
George Simpson ve Brad Warnaar'dan esinlenmeler taşıyan bu albümün
hitleri arasında "Make It Real", "Don't Make No Promises", "Lady
Starlight" ve "The Zoo" sayılabilir.
Albümden sonra Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde konserler vermeye
devam ettiler. Aynı yıl davulcuları Herman Rarebell bir solo albüm
çıkardı. 1981'de Scorpions rock müziğin zirvesinde yerini almıştı ki,
vokalist Klaus Meine boğaz düğümlenmesi teşhisiyle hastaneye kaldırıldı
ve ancak uzun süren bir tedavi sonrasında iyileşebildi. Hastaneye
yatırılmadan önce planlarındaki "Blackout" albümünü de çarçabuk
doldurdular. "Blackout" ne kadar aceleye getirilmiş olursa olsun, rock
tarihine altın harflerle yazılmış albümlerden biridir.
Başta "Blackout" olmak üzere "No One Like You", "Dynamite" ve "Now"
asıl ilgi çeken parçalardır. Bunların yanında, "You Give Me All I Need"
ve "When The Smoke Is Going Down" da hit olmuş şarkılardır. 1982'de
"Blackout" albümü listelerde Amerika'da onunculuğa, İngiltere'de ise
onbirinciliğe yükselmiştir. İlkbahar geldiğinde ise Scorpions,
Rainbow'un "Straight Between Your Eyes" adlı turnesine misafir grup
olarak katıldı. 1984 yılı ise Scorpions'u günümüz rock dinleyicisine
tanıtması açısından büyük önem taşıyordu. "Love At First Sting"
albümüyle piyasayı yeniden altüst ettiler. "Bad Boys Running Wild",
"Rock You Like A Hurricane", "Big City Nights" ve unutulmaz "Still
Loving You" parçalarının ayrı bir önem taşıdığı bu albüm sonrasında bir
de toplama albüm geldi: "Gold Ballads". Yıl sonunda özel uçaklarıyla
bir de dünya turnesine çıktılar. Kurulmalarından beri yaşadıkları en
başarılı günler ise "World Wide Live" konser albüm serisinin
yayınlanarak listelerde uzun süre bir numarada kalmasına rastlar.
Topluluk, bu yorucu çalışma temposu ve dünya turnesinden sonra 1988
yılına kadar sessiz kaldı. O yıl çıkardıkları "Savage Amusement" ve
"'88 Russian Tour" ile yeniden dikkatleri üzerlerine topladılar.
"Rhythm Of Love", "Walking On The Edge" ve "Believe In Love" listelerde
hayli başarılı yerlere gelmişlerdir. Bu albümden sonra da yaklaşık üç
sene sessizliğini bozmayan topluluk, 1991'de bir başka mükemmel
çıkışla, yeni albümleri "Crazy World" ile dönmüşlerdir. Her albümde
olduğu gibi bu albümde de diğerlerinin önüne geçen bi şarkı vardır:
"Winds Of Change". Ayrıca "Don't Believe Her", "To Be With You In
Heaven", "Crazy World" ve "Send Me An Angel" albümde dikkate değer
diğer parçalardır. Crazy World'ün altı milyon satmasının ardından basçı
Francis Buscholz Scorpions'tan ayrılanlar kervanına katıldı.
1993 Mart'ında yerine Ralph Rieckermann geldi. Gelir gelmez de
köklerine, "Animal Magnetism" ve "Lovedrive" dönemine dönmeyi
planladıkları yeni albümleri "Face The Heat"in kayıtlarına başladılar.
Ancak "Crazy World", Scorpions'un başarıyı yakaladığı son albümü
olacaktı. Özellikle "Face The Heat" albümünü izleyen ve bas gitarda
Ralph Riekermann ile davulda James Kottak'ın görev aldığı "Pure
Instinct"ten sonra, aynı şarkıları birbiri ardına yayımlayarak
dinleyenleri bıktıran yapımcılarının da katkısıyla Scorpions
hayranlarının gözünden düşmeye başladı. Bunu farkeden yapımcılar son
bir hamleyle, bir yılda tam dört eski albümü yeniden piyasaya sürdüler.
Scorpions'un daha kendi başına buyruk olduğu zamanlarda çıkardığı ve
dinleyicilerce özlenen "Lovedrive", "Animal Magnetism", "Blackout" ve
"Love At First Sting" 1997 yılı içinde çıkıverdi. Bunlara sayıları
onbeşi bulan toplama albümler de eklenince, Scorpions'un yapımcılarca
tuzağa düşürülüp kullanıldığını anlamak zor olmuyor.
1999'a gelindiğinde, zirvede kalmak isteğinin getirdiği bir
endişenin yanısıra unutulmak istememelerinin sonucunda doğan acelecilik
ve düşen kalite ile eski çizgisinden tamamen kopan bir Scorpions
görüyoruz. Grup şu an Jabs Matthias, Klaus Meine, Rudolph Schenker,
James Kottak, Ralph Rieckermann'dan oluşuyor. "To Be No.1" isimli
45'likleri, ilkinde dört, ikincisinde beş şarkı içerecek şekilde iki
defa satışa sunulan Scorpions, "10 Light Years Away" 45'liği ile de
eski günleri yakalamak istiyor. Bakalım yeni albümleri "Eye II Eye" ile
hayranlarının gönlünü almayı başarabilecekler mi?